Dikkat Dağınıklığı Nasıl Giderilir?

Genellikle dikkat, farkındalık ile karıştırılabilir. Ancak ikisi arasında belirgin bir fark vardır. Farkındalık, dikkati toplama ile gelen iç gözlem yapabilme becerisidir. Bilgi, zihnimizde bir anlam kazandığında farkındalık başlar, bununla dikkatimizi kullanır; bilgiyi, eyleme dönüştürürüz. Farkındalığın sınırları belirsizdir, farkındalık bilgi ve eylemi kendi başına kolaylaştırmaz. Dikkat ise hedefli ve belirgindir, kişiyi harekete geçirir. Farkındalık bir amaç, dikkat ise o amacın hedefidir.

Eminiz sizler de dikkatinizin dağılmasıyla ilgili sorunlar yaşıyor, başa çıkma yollarını araştırıyorsunuz. Öncelikle dikkatinizi dağıtan şeylerin neler olduklarını bilmek ister misiniz? O halde size aslında hep bildiğimiz ama belki farkına varamadığımız şeylerden bahsedeceğiz. Dikkatimizi toparlayamamızın temelde iki sebebi vardır. Bunlardan birincisi: Bilgi patlaması. İçinde yaşadığımız teknoloji dünyasında çok fazla bilgi miktarı bombardıman gibi üzerimize yağıyor. Yapılan araştırmalara göre son 20 yılda üretilen bilgi, insanlık tarihi boyunca üretilen bilgiden çok fazla. Bu aslında hem çok müthiş bir şey hem de bir o kadar korkutucu. Çünkü bugüne kadar görülmemiş bir hızla artan bu bilgi yığınıyla ne yapacağımız, hangi bilgiye değer vereceğimiz gibi konuları artık bilemez durumdayız. Nobel ödüllü iktisat bilimcisi Herbert Simon, henüz 1970’lerde yani bizler bu kadar çok bilgi bombardımanı altında değilken, “bilgi bolluğunun aslında dikkat fakirliği yarattığını” ileri sürmüştü. Simon, şirketlerin bilgi yönetim sistemlerini tasarlarken sorunlarını “bilgi eksikliği” olarak tarif etmekle büyük bir yanılgıya düştüğünü söylemişti. Bilgi bombardımanının hepimizin dikkatini meşgul ettiği bir gerçek, ancak dikkatimizi toplamamızı da o derece zorlaştırıyor. Bu nedenle Simon, iyi bir bilgi yönetiminin aslında daha çok bilgi toplamak yerine gereksiz bilgileri “filtrelemek” olduğunu vurgulamıştı. Dikkatimizi toparlayamamızın ikinci sebebi ise, aynı anda birden çok iş yapıyor olmamızdır. Ancak sanıldığının aksine bu durum bir zeka veya üstün beceri göstergesi değildir. İçinde yaşadığımız bilgi bombardımanı çağında birden fazla iş yapıyor olmak, dikkatimizi azaltan etkenlerden birisidir.

Bu nedenle, dikkatimizi toplamak ve odaklamak günümüzde 10 yıl öncesine göre çok daha zor. Ama dikkatsiz yaşamın nelere yol açacağını da biliyoruz. Peki, dikkatimizi toplamayı nasıl başarabiliriz öğrenmek ister misiniz? O halde lütfen dikkatinizi yönetmeye hazır olun! İlk yapmamız gereken dikkatimizin dağıldığını fark edip o tek noktaya yeniden odaklanmaya çalışmaktır. Fark etme, geriye dönme ve sabit, değişmeyen dikkat yoğunlaştırma ısrarı, aslında dikkatinizi yöneltmeye olanak sağlar. İyi bir dikkat yöneticisi, dikkatin dağılacağını önceden görebilir ve tepki göstermek yerine, dikkatini yeniden istenilen hedefe yöneltir. Bir kez dikkat verdiğimizde bunu sürdürmemizi sağlayan nedir? Veya dikkat yönelttiğimiz konu hangi koşullarda dikkatimizi kaybeder? Şimdi uzun süreli olarak dikkatinizi toplamak için yapabileceklerinize bir göz atalım. Dikkatinizi dağıtacak olan her şeyi masanızdan, duvarınızdan, etrafınızdan kaldırın. Özellikle işteyken masanızın karışık olması dikkatinizin kolayca dağılmasına neden olacaktır. Bu nedenle daha derli toplu bir masa, size dikkatinizi toplamada yardımcı olacaktır. Gürültünün az olduğu yerlerde çalışmaya özen gösterin. Eğer bu mümkün değilse, gürültüyü minimuma indireceğiniz şekilde tarzınıza uygun, müzik dinleyebilirsiniz. Bu durum ayrıca sizi çalışırken de rahatlatır. Müzik dinlerken dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta da kullanacağınız kulaklık çeşitleridir. Kulak içi olanlar kulak sağlığınız için ciddi zararlar verebilir. Bu nedenle daha sağlıklı, hijyenik ve kulak sağlığınızı tehdit etmeyecek çevresel kulaklıklar kullanmalısınız. Ancak unutmamak gerekir ki herkesin müzikle çalışması mümkün olamaz. Eğer siz müzik ile çalışamayanlardansanız kendinizi gürültüden koruyacak ve zihninizin dağılmasına engel olacak yöntemler bulmalısınız. Unutmayın, her yöntem kişiye göre farklılık göstermektedir. Çalışırken bütün-parça-bütün yöntemini kullanın. Bir şeyi okurken veya bir konu üzerinden çalışırken satırları mutlaka kalemle takip edin. Bu takip dikkatinizin dağılmasını önleyecektir. Önemli bulduğunuz bölümleri renkli kalemlerle işaretleyin. Parçaları ayrıntıları ile öğrendikten sonra, bir kez daha ana çizgileriyle gözden geçirerek zihninizde bütünleştirin. Çalışma alanınızın ışık ve havalandırmasının yeterli seviye olduğuna dikkat edin. Yeterli derecede ışık ve hava almayan bir ortamda çalışıyor olmak, dikkatinizin çabuk dağılmasına neden olacaktır.

Şimdi de dikkatin iş dünyasındaki yerini ve değerini inceleyeceğiz. İş dünyasının yeni değeri: Dikkattir. Dikkati yönetmek, kuruluşlar ve kişiler açısından çok önemlidir. Dikkati toplamak, etrafımızdaki karmaşık dünyayı daha iyi anlamak ve gerekli kararları vermek açısından gereklidir. İş dünyasında pazarlama kavramı da özünde dikkat çekme üzerine kuruludur. İletişim yönteminde ne çok dikkat çekilirse mesaj o kadar etkili aktarılır. Peki, tüm bu iletişimde olduğumuz kişilerin dikkati nasıl çekilir ve nasıl korunur? Burada dikkat yönetimi denen bir kavramdan söz ediyoruz. Bunu çözebilen kişiler ve şirketler başarılı olurken, çözemeyenlerse kaybediyor. Dikkati anlamak ve yönetmek, artık iş dünyasında başarının en önemli ve belirleyici etkeni haline gelmiştir. Elbette bilgi sadece yazı ve resim yoluyla bize ulaşmaz. Örneğin her ürün veya iş teklifi, algılanması ve kullanılması için dikkat gerektiren bir bilgi formudur. 1990’lı yıllarda her sene 15 bin yeni ürün gıda marketlerinde yerini alıyordu. Bugün ortalama bir market yaklaşık 40 bin ürün çeşidi stokluyor. Peki, ortalama bir aile yıllık sadece yüz elli çeşit ürün satın alırken, bu ürünler onların dikkatini nasıl çekiyor? Başka iki yüz değişik salça markası varken tek bir marka sizin dikkatinizi nasıl çekiyor? Dikkat ekonomisinin bu soruya yanıtı, dikkati parayla satın almaktan geçiyor.

Bilindiği üzere, yalnızca gıda üreticileri promosyonlar için milyarlarca dolar harcıyor. Bu bütçeleri de raf kiralamaya, reklamlara, kuponlara, promosyonlara kullanıyorlar. Televizyonda, internet ortamında veya yazılı pek çok platformda her gün, her dakika hatta her saniye bilinçaltımız mesajlarla karşı karşıya kalıyor. Verilen alt mesajlarda o ürünü almanız gerektiği söylenmiş oluyor. Her gün bilinçaltımıza hükmeden reklamlardan kendimizi nasıl koruyacağız peki? Tabii ki dikkatimizi toplayarak. Gelin şimdi dikkatimizi toplayarak bilinçaltımızı koruma yollarını inceleyelim. Aslında bilinçaltını korumanın en etkili yollarından birisi dikkatinizi geliştirmekten geçiyor. Dikkati yönetebildiğiniz sürece izledikleriniz veya okuduklarınız arasında daha seçici olabiliyor, istenmeyen mesajlara karşı da zihninizi korumuş oluyorsunuz. Siz fark etmeseniz de bu mesajları bilinç altınız sürekli kaydediyor. Bilinçaltı, neyin gerçek olduğunu ayırt edemez. Bilinçaltımız, yönlendirdiğimiz her şeyi bir emir olarak algılar ve buna göre hareket eder. Kendi kendimize tekrar ettiğimiz şeylerin hangisinin mantıksız, hangisinin mantıklı olduğunu da ayırt edemez. Kısacası, siz, neyi gün boyunca tekrar ediyorsanız onu doğru olarak algılar ve bunu depolar. Bu yüzden bilinçaltınıza, sizi sakinleştirecek ve mantıklı olan düşünceleri gün boyunca telkin ederseniz, bilinçaltınızı yıkamaya çalışan tüm mesajlardan kurtulabilirsiniz. Gün içerisinde bilinç altınızı etkileyecek şeylerden uzak durmaya çalışmanız da bir başka yöntem olabilir. Ancak yaşadığımız çağda bu pek mümkün değil. Bu durumda ne izleyeceğiniz ve ne dinleyeceğiniz hakkında seçici olmayı başarmalısınız. Yiyeceklerinizi doğal, sağlıklı, taze, son kullanım tarihine bakarak seçmeniz, TV’yi ilgi duyduğunuz programı izledikten sonra kapatmanız ve reklamlarda verilen her mesajı sorgulayarak algılamanız buna örnek olarak verilebilir. Unutmayın! Her dikkat yöneticisinin öncelikli özelliği, kendi dikkatini yoğunlaştırabilme becerisidir. Kişi, kendi dikkatinin nereye yöneldiğini; diğerlerine dikkatlerini nereye yöneltmeleri gerektiğini söylemeden önce, dikkatini fark etmelidir. Çoğu şeyde olduğu gibi, dikkat, lehimize veya aleyhimize çalışabilir ve yanlış yönlendirilen dikkat; hiç yönlendirilmeyenden daha zararlıdır. Dikkati iyi yönetebilmek için kendimizin farkında olmalı ve odaklandığımız konuların kariyerimiz, şirketimiz, çalışanlarımız ve müşterilerimiz için en önemli konular olduğuna tutkuyla inanmalıyız. Örneğin; çalışanlar, liderlerinin neye dikkat ettiği algısından hareketle, nereye dikkat yönelteceklerine karar verirler. Bu nedenle, liderler kendileri ve astları için dikkatlerini yöneltmede dikkatli olmak zorundadır. İyi bir lider, birlikte çalıştığı insanların ve müşterilerin dikkat vermeyi isteyeceği konulara önemli ve güçlü bir anlamı nasıl kazandıracağını bilir. Bu süreç liderlerin anlamlı konulara önce kendi dikkatlerini odaklamalarıyla başlar. Bu anlam, kuruluş içinde hikayelerle öylesine güçlü iletilir ki, bazı sorunların diğerlerinden daha büyük önem taşıdığı konusunda herkesin öncelik belirlemesi sağlanır. Şirket kültürü işte bu şekilde oluşur. Ve bu kültür dış dünyaya ulaştığında, müşteriler o şirketin duruşu ve kendilerine nasıl davranacağını öğrenirler. Dikkat toplamak amacıyla bilgiye anlam katmak için gerekli olan mantık, analiz ve kişilik, hem bireysel hem de kurum bağlamında yöneticiliğin en güçlü araçlarındandır. Bir lideri harika yapan da budur.

Şu unutulmamalıdır ki; gelecekte dikkat yönetme becerisine sahip yöneticiler her zaman bir adım önde olacaklardır.

Yorum Yap