Beden Dili Hareketleri ve Anlamları

Hepiniz beden dili ifadesini duymuşsunuzdur. Çoğunlukla gün içerisinde iletişiminizin büyük bir bölümünü, farkında olmasanız da, beden dilinizle yapıyorsunuz. Her dil gibi beden diliniz de bulunduğunuz ortama göre değişiklikler gösterebilir. Yine hemen hemen her dil gibi kelimelerden ve cümlelerden oluşur. Önce bu kavramın tarihçesine bakalım. Darvin’in 1872’de İnsanlarda ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi adlı kitabından sonra, sosyal araştırmacılar, 1970’lere gelene kadar beden diliyle ilgili bir araştırma yapmadılar.

İletişimde Beden Dili

Daha sonra yapılan ve bir çok yerde rastlayabileceğiniz bir araştırmaya göre, insanların iletişimi üç şekilde yaptıkları belirlendi: Sözcüklerle, ses tonuyla ve beden diliyle… Karşılıklı konuşan iki insanın, bu iletişimin yüzde kaçında beden dillerini kullandıklarını bir tahmin edin. Yüzde 10? Yüzde 20? Yoksa 40 mı? Şaşıracaksınız ama yüz yüze iletişimde % 55 oranında beden dilimizi kullanıyoruz. Ayrıca % 38 oranında ses tonunu ve % 7 oranında da kelime ve cümleleri kullanıyoruz. Yani iki kişinin konuşurken kullandıkları cümleler, iletişimin yalnızca % 7’sini oluşturuyor. Diğer bir ifadeyle anlamın yalnızca %7’si harflerle oluşturuluyor. Bu sonuca göre ilginç bir durum ortaya çıkıyor: giderek daha fazla kölesi olduğumuz sanal dünyadaki haberleşmenin, yani sadece harflerle yapılan o soğuk e-posta ve kısa mesajların etkisizliğini daha da iyi anlıyoruz. Yine sanal alem üzerinde gerçekleşen sohbetler de aynı şekilde yanlış anlaşılmalara fazlasıyla açık.

Beden Dilinin Önemi

Beden DiliPeki, beden dili ile söylenenler uyuşmuyorsa, hangisine daha önem vermeli, hangisine inanmalı? Yapılan araştırmalara göre böyle bir durumda, yani söylenenlerle beden hareketleri uyuşmadığında, çoğumuz kullanılan hareketi temel alıyoruz. Harflerle kurduğumuz iletişim, çok büyük oranda bilgi aktarımı için kullanılan iletişimdir. Beden diliyle kurulan iletişimse, duygu ve tavırlarımızı otomatik olarak anlatır ve bazen harfli iletişimin yerine geçebilir. İnsan kendi duruşunun, hareketlerinin ve jestlerinin çoğunlukla farkında değildir. Beden dilini kullandığının da çoğu zaman farkına varmaz. Bu, farkında olmadığımız beden dilinin ne kadar güçlü şuradan anlayabiliriz. Doğuştan görme özürlü olan insanların da gülümsediklerini biliyor muydunuz? Demek ki bu tam olarak sonradan öğrendiğimiz bir dil değil, aynı zamanda bizimle doğan bir dil. Araştırmalara göre olumsuz anlamda başımızı sallamamız anne sütünden doyduğumuzda yaptığımız hareketten geliyor. Her dil gibi beden dilinin de bulunulan coğrafyaya göre değişebileceğini söylemiştik Özellikle yurtdışına çıkanlar, alıştıkları bazı hareketlerin gittikleri ülkelerde bambaşka anlamlar ifade edebildiklerini görmüştür. İki insanı konuşurken seyrettiğinizde, birbirlerinin hareketlerini kopyaladıklarını da görmüşsünüzdür. Demek ki beden dili, hem doğuştan geliyor, hem öğreniliyor, hem de bulunulan ortama göre değişebiliyor. Beden dilini anlamaya çalışanların en sık yaptıkları hata, bir hareketi ortamdan, önünde ve arkasında kullanılan diğer hareketlerden ayrı olarak anlamaya çalışmaktır. Yani beden dilini doğru anlayabilmek için ortama ve hareketlerin akışına dikkat etmelisiniz. Her dil gibi, beden dilinin de kelimelerden, cümlelerden ve noktalama işaretlerinden oluştuğunu söylemiştik. Bir kelime bazen tek başına bir şey ifade etmez ancak durumu ve cümleyi göz önüne aldığınızda bütünlük sağlanmış olur. Örneğin ellerini ovuşturan birini gördüğünüzde, ortamın soğukluğunu hesaba katmazsanız, bu kişinin bir beklenti içinde heyecanlandığı sonucunu çıkarabilirsiniz. Konuşurken eliyle ağzını kapatan birinin, bu hareket yalana işaret ettiği için o anda yalan söylediğini düşünebilirsiniz. Daha sonradan o kişinin hasta olduğunu ve mikrop saçmak istemediği için böyle konuştuğunu anladığınızda belki de iş işten geçmiş olacak. Karşınızdakinin kişiliği hakkında ani kararlar vermektense, kişiyi mümkün olabildiğince değişik ortamlarda gözlemlemek yararlı olacaktır. Beden dilini, kümeleriyle birlikte öğrenmek ister misiniz? Şimdi en önemli beden dili işaretlerinden bahsedelim. Yapmanız gereken bunları iyice öğrenmek ve günde en az 15 dakika insanları dikkatlice gözlemlemek. Beden dilinin detaylarından önce, hepimizin etrafındaki o görünmez alanlardan bahsedelim. Bu alanlar, kimi yanımıza ne kadar yaklaştıracağımıza karar verdiğimiz, görünmez halkalardır. Yakın alan dediğimiz yere yalnızca sevgilimiz veya eşimiz, çocuklarımız ve ailemiz girebiliyor. Bu alan yaklaşık olarak 45 cm’dir. Kişisel alanımıza ise yakın arkadaşlarımızı bazen de iş arkadaşlarımızı alıyoruz. Bu alan ise 120 cm.

Alanlar

Sosyal alanımız 3.5 metreye kadar çıkabiliyor. Sokaktaki insanlar, satıcılar ve henüz tanımadığımız yeni iş arkadaşlarımız bu alana giren insanlardan birkaçı. Genel alan, kalabalık karşısında rahat konuşabilmemiz gereken alan olarak tanımlanabilir ve 3.5 metreden sonra başlar. Unutmayın: Bu alanların özü aynı kalsa da, genişlikleri farklı coğrafyalarda değişiklikler gösterir. Alanları bilmek, konuşan iki kişinin aslında birbirlerine ne kadar yakın veya uzak olduklarını gösterecektir. Aynı zamanda ilk karşılaştığınız birinin kendini rahat hissetmesi, hatta sizin bazen kendinizi güvende hissetmeniz, hep bu alanlara saygı duyulmasına bağlıdır. Bu alanların sorumsuzca ihlal edilmesi ise kişilerde stres doğurur. Bazıları bu alanlara özellikle de ilk halkalara son derece bağlıdır. Alanlarla ilgili ilginç bir durum, araba kullanırken ortaya çıkar: arabayı kendimizi koruyan bir koza gibi gördüğümüz için, etrafımızdaki halkaları olduğundan çok daha büyük görürüz. Yanımıza yaklaşan arabaları alanımıza müdahale ediyor gibi algılar ve tepki veririz.

El Hareketleri

beden dili El HareketleriŞimdi el hareketlerinin anlamlarından bahsedelim. Avuç içini göstermek genellikle masumiyet ve iyi niyet göstergesi olarak kabul edilir. Dikkat edin, çoğu politikacı konuşurken size avuçlarının içini gösterir. Satış yaparken, müşterinizin ellerine bakın. Konuşurken avuç içini gösterdiği mazeretler aslında gerçek nedenler olabilir. Avuçlar söz konusu olduğunda, günlük hayatta üç temel el hareketi kullanırız. İlkinde avucumuz yukarı, ikincisinde aşağıya doğrudur. Sonuncusundaysa avucumuz kapalı ve başparmağımız açıktır. Avucun yukarı baktığı el hareketleri, tahmin edebileceğiniz gibi açıklık ve dürüstlük göstergesidir. Avucun aşağıya doğru baktığı el hareketleriyse, otorite sağlamak için kullandığımız hareketlerdir. Bu hareketlerin bir uzantısı sayabileceğimiz avucun kapalı ve başparmağın çıktığı hareketse, kullanılabilecek en rahatsız edici hareketlerdendir. Çünkü bu hareket suçlayıcı, emir verici ve cezalandırıcı olarak algılanır. Müşterilerinizle ve iş arkadaşlarınızla konuşurken bu hareketten uzak durun. Tamamen bilinçaltından kaynaklanan çoğu beden dili hareketi, zamanla şekillenmiştir. Örneğin, el sıkışmanın insanların mağaralarda yaşadığı zamanlardan geldiğini biliyor muydunuz? Mağarada yaşayan insanlar karşılaştıklarında birbirlerine avuçlarını açarlardı. Böylece, ellerinde bir şey saklamadıklarını gösterirlerdi. Bu hareketin modern şekli, boş ellerin karşılıklı kavuşması ve el sıkışmak olarak değişmiştir. El sıkışma konusunda da dikkat etmeniz gereken, karşınızdaki kişinin elini ne çok kuvvetli ne de çok rahat sıkmaktır. Çok kuvvetli sıkarsanız karşınızdakine baskın görünebilir, çok hafif sıkarsanız da kendinden emin olmayan veya karşısındakini küçük gören biri gibi algılanabilirsiniz. Ellerin ovuşturulması beklenti işaretidir. Eğer soğukta kalmamışsa, bunu yapan birinin pozitif bir beklenti içinde heyecanlı olduğunu söyleyebiliriz. Ellerin birbirine kavuştuğu, parmakların iç içe geçtiği hareket, savunma hareketlerinden biridir. Bunu yapan kişinin aklındaki negatif düşünceyi bastırmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Ellerin arkada birleştirilmesi, kişinin kendine güvenini gösterir. Böyle duran bir kişi ‘yumuşak karnını’ size doğru açarak, hem size hem de kendine güvendiğini gösterir. Eğer eller arkada kavuşmamış ancak bir el diğer kolu tutuyorsa bu hareket kişinin sinirli olduğunun göstergesidir. Karşınızdaki kişinin ellerini ağzına ve gözlerine götürme sıklığı, söylediklerinin yansıttığı yanlışların göstergesidir.

Göz Hareketleri

beden dili GözlerGözbebeklerimizi ortam, ışık ve ilaçlar gibi bir çok etken büyütüp küçültebilir ama bizim için en önemlisi, duygulardır. İnsanlar güzel, ilginç veya tahrik edici bir şey gördüklerinde gözbebekleri büyür. Bu büyüme, karşı tarafa daha çekici gelir. Başarılı satış elemanları, müşterinin gözbebeklerinin büyümesinden sattıklarıyla ilgilendiğini ve satın almaya hazırlandıklarını anlar. Aynı şekilde müşterinin gözbebeklerinin küçülmesiyle direnç veya kızgınlık gibi olumsuz duygular içinde olduklarını da anlarlar. Kısacası gözbebekleri büyümüş kişilerden daha fazla hoşlanıyoruz. Şimdi, iş bakışı ve sosyal bakıştan bahsedelim. İş bakışı, karşımızdakinin gözleri ve alnının oluşturduğu üçgene odaklanmaktır. Bu bakış, karşımızdakini rahat hissettirdiği gibi onunla yalnızca iş ilişkisinde olduğumuzu da teyit eder. Sosyal bakış ise karşımızdaki kişinin gözlerinden aşağıya doğru yaptığımız bakışları kapsar. Bunu aile bireylerine, arkadaşlarımıza, sevgilimize veya eşimize bakarken de yaparız. Şimdi; eğlenceli ipuçlarına hazır mısınız? Gelin konuştuğunuz kişinin ne düşündüğünü tahmin edelim… Sağ elini kullanan ortalama bir insana soru sorduğunuzda gözlerine bakın. Baktığı yer size düşündüğü hakkında fikir verecektir. Buradaki sağ ve sol, sizin için sağ ve soldur. Eğer gözler yukarıya, sola ve sola doğru bakıyorsa bunun anlamı görsel olarak oluşturulan öğeler düşündüğüdür. Birisine, “mavi bir kedi hayal et” dediğinizde gözlerinin bakacağı nokta burasıdır, zihinlerinde mavi bir kedi oluştururlar. Gözler yine yukarı doğru ama sola değil de sağa bakıyorsa bunun anlamı şudur: Kişi görsel olarak hatırlanan öğeleri kullanıyordur. Birisine, “ilk oturduğun ev ne renkti?” diye sorduğunuzda gözlerinin bakacağı yön bu olacaktır. Bu yolla zihinlerinde ilk evlerinin rengini hatırlamaya çalışırlar. Peki, ya gözler sola doğruysa? İşte o zaman kişinin sesli olarak bir şeyler oluşturmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Birisine, “çıkarabileceğin en tiz sesi çıkar bakalım” dediğinizde, zihinlerinde daha önce duymadıkları böylesi bir sesi kurgularken gözlerinin bakacağı yön burası olacaktır. Sağa bakıyorsa sesli olarak hatırlamaya çalışıyordur. Eğer birine “İlk öğretmeninin sesini hatırlamaya çalış” derseniz, zihnnde bu sesi hatırlamaya çalışırken sağa bakacaktır. Eğer gözler aşağıya ve sola bakıyorsa bu durum kişinin Kinestetik zekasını kullandığını gösterir. Birisine “Hamsi kızartma nasıl kokar?” diye sorarsanız, bu kokuyu veya herhangi bir tadı hatırlamaya çalışırken gözleri sola ve aşağıya doğru bakacaktır. Son olarak gözler aşağıya ve sağa doğru ise bu durum içsel diyaloga işarettir. İşte buraya dikkat. Herhangi bir sorunuza cevap verirken aşağıya ve sağa bakan kişi, kendi kendisiyle konuşmaktadır.

Kol Hareketleri

beden dili Kol HareketleriŞimdi genel kol hareketlerine ait detaylardan bahsedelim. Hepimizin özellikle de toplantılarda karşılaştığı kafayı ele dayama hareketinden mutlaka kaçının: çünkü bu sıkıntı göstergesidir. Bu hareket karşınızdakine, “söylediklerini umursamıyorum, bitse de gitsem” mesajını verir. Çeneyi ovuşturmak, bir karar vermeye çalışırken otomatik olarak yaptığımız harekettir. Ancak baş parmağın şakakta olduğu ele dayanma hareketi hariçtir. Bu hareket karşınızdakini dikkatle dinlediğinizi ve söylenenleri analiz ettiğinizi gösterir. Eğer başparmak aşağılara, çeneye iniyorsa dikkat! Bu değişiklik, karşınızdakinin söylenenlere pek katılmamaya başladığının işaretidir Hepimiz bazen, farkına varmadan kollarımızı göğsümüz üzerinde kavuşturur öylece kalırız. Bu, çoğunlukla kendimizi çekingen veya yalnız hissettiğimizde yaptığımız bir harekettir. Yapılan araştırmalar, bir toplantıda böyle oturanların, kolları açık oturanlara oranla %40 daha az bilgiyi hatırladıklarını göstermiştir. İş hayatınızda, bu hareketlere dikkat edin. İş arkadaşlarınızın sizin fikirlerinize daha açık olması için veya müşterilerinize satışınızı artırmak için bu duruşları bozmaya çalışın. Bunu onlara vereceğiniz bir kalem, defter veya bir bardak çay ile sağlayabilirsiniz.

Oturuşlar ve Ayak Hareketleri

beden dili oturma hareketleriŞimdi oturuş ve ayak hareketleriyle ilgili ayrıntılara değinelim. Bir sonraki iş toplantınızda insanların duruşlarına dikkat edin. Çoğunlukla herkesin önü ilikli, ayakları çapraz vaziyette ve elleri göğüslerinin üzerinde kavuşturulmuş olacaktır. Bunlar standart çekingenlik ve korunma hareketleridir. İnsanlar ilk önce ayaklarını çözerek rahatladıklarını gösterirler. Daha sonra kollar açılır. Son olarak da avuçlarını göstererek konuşmaya başlarlar. Bunları ne kadar hızlı yaptırırsanız, karşınızdaki size o hızla rahat davranmaya başlayacak ve fikirlerinize açık olacaktır. Kuşların kanatlarını açıp karşısındakine büyük görünme çabalarını, biz insanlar da ellerimizi belimize dayayıp karşımızdakinin önünde durarak yapıyoruz. Toplantıda böyle duran kişilere dikkat edin. Birbirlerine yarı dönük iki kişi, aslında birbirleriyle tam olarak ilgilenmediklerini, aralarına katılıp ortamı değiştirecek bir üçüncü kişiyi bekledikleri imajını verir. Bunun yanı sıra, birbirlerine tam dönük iki kişi konuşurken aralarına girmek zordur. Ayaktayken kişilerin ayaklarının nereye doğru döndüğü de onların aslında nerede olmak istedikleri hakkında gizli ipucu verir. Vücudunuzun tamamı dönmese de, ayaklarınızın işaret ettiği kişi ilginizi çekmiştir ve bilinçaltı bu duruşu anlayacaktır. Hepimiz çoğu zaman bacak bacak üstüne atarak otururuz, toplantılarda iş arkadaşlarımızın da böyle oturduğunu görürüz. Dikkat edilmesi gereken, bu oturuşun ellerin göğüste kavuşturulması ile birleştiği durumlardır: Çünkü olumsuz düşüncelere ve konuşulanlarla ilgisizliğe işaret edebilir! İş hayatında, özellikle satışta dikkat edilmesi gereken bir başka nokta, iş arkadaşınızın veya alıcının ayaklarının duruşudur. Ayakları birbirine kenetlenmiş kişiye kolay kolay fikir veya mal satışı yapamazsınız. Bu ayak kilidini çözmenin en etkin yolu, alıcının karşısına değil yanına oturarak onu size doğru dönmeye zorlamaktır. Bacakların açık, hafif öne doğru eğilmiş ve hatta bir kolun bir dizin üzerine konduğu pozisyon, satışçılar için bir altın madeni pozisyonudur. Alıcı hazırdır.

Her türlü duygu ve düşüncenizi konun altına yazabilirsiniz. 🙂

9 Yorum

  • Bankada eğitmenlik yaptığım dönemlerde, beden dilinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Üstelik bu tür konularda eğitim aldıktan sonra ilk kez toplum karşısına geçip konuşma yapmak gerçekten çok daha zor oluyor. Sürekli etrafınızdaki kişilerin tepkilerini gözlemliyorsunuz.

  • son zamanlarda birçok kanalda bazı programlarda beden dili anlatımı rastlamaktayım oldukça güzel ve heyecan veriyor, her insanı düşünmek ve bunun için saygı göstermek harkulade birşey..

  • O kadar uzun bir yazı olmuş ki tek oturuşta okuyamadım 🙂 Kalanını kopyalayıp not defterine attım. Boş vaktimde bakacağım ama okuduğum kadarıyla gerçek anlamda insanları çözmemize yardımcı olacak etkenler taşıyor.

  • en eğlencelisini göz hareketlerinde buldum. gözler kalbin aynasıdır derler inanmazdım gerçekten doğruymuş

  • Özellikle ikili ilişkilerde ilk görünüş çok önemlidir. İkili ilişkinin temeli de beden dilidir. Beden dilini ne kadar iyi kullanırsak karşıdaki kişi ile görüşmeye 1-0 önde başlarız diyebilirim

Nehar Avşar için bir yanıt yazın X