Son dönemde hepimiz ‘’Sosyal Medya’’ kavramını sıkça konuşuyoruz. Hatta birçoğumuzun Facebook, Twitter gibi sosyal medya hesapları var. Peki hiç düşündünüz mü, ‘’sosyal medya’’ tam olarak nedir? Kısaca geçmişe gidersek; internetin ilk sürümü olan Web 1.0 yalnızca tek taraflı bir iletişim sağlıyordu. Bu dönemde internet içeriği sadece site sahibi olan kişi veya kurumlar tarafından oluşturuluyor ve yayınlanıyordu. Ardından büyük bir devrim olarak gelen Web 2.0 ile çift taraflı iletişim sağlanmaya başlandı. Kişiler internet sitelerinin salt tüketicisi olmaktan çıktı. Bu sayede artık herkes içerik oluşturmaya başladı. Şimdi günümüzde dilediğimiz içeriği paylaşıp, diğerlerini izleyebiliyor, yorumlar yapabiliyoruz. İşte tüm bu yeni iletişim araçlarına, kavramlara ve yönteme sosyal medya diyoruz. Sosyal Medya’yı; Kullanıcı merkezli, kişiye özgürlük veren, kişilerin katkılarıyla var olan kolay kullanılabilen internet uygulamalarının bütünü olarak görebiliriz. Katılım, etkileşim, kişiselleştirme, bilginin hızlı paylaşımı ve yeni fikirler sosyal medyanın başlıca özellikleridir. Bu özellikler sayesinde düşüncelerinizi özgürce paylaşıp tartışmalar başlatabilir, hatta gündemi bile belirleyebilirsiniz…
Her teknolojik gelişmede olduğu gibi sosyal medyanın amacı katılım ve paylaşım sayesinde hayatı kolaylaştırmaktır. Peki bu gelişim nasıl oluştu? 90’lı yıllarda radyo, televizyon, gazete ve diğer tüm iletişim araçları yaygınlaştı ve kitlesel medya ortaya çıktı. 21. Yüzyıldaysa internetin yaygınlaşmasıyla bir parçalanma meydana geldi, bloglar başta olmak üzere kişisel medya oluşmaya başladı. Diğer yandan bu dönem kuşağı internet dünyasına doğmuş, kendini ifade etmeyi seven, içeriğini paylaşan kişilerden oluşuyordu. Yeni gelişen web uygulamalarıyla birlikte mikro medya ortaya çıktı. Tüm bu gelişmeler sonucunda bugün artık kendi medyasını oluşturan, okurdan çok okur-yazara dönüşen bir topluluk olduk. Sadece ülkemizde, bu topluluğa dahil olup aktif içerik üreten yüzbinlerce kişi var. Bu sayının hızla artması sosyal medyayı hayatımızın bir parçası haline getirdiği gibi iş dünyasının da olmazsa olmaz araçlarından biri haline getirdi. Bugün artık sosyal medya o kadar güçlü bir araç haline geldi ki, iş hayatımızı bile etkiliyor. Örneğin gerçek bir olayı aktarırsak; iş seyahatine çıkan bir kişi, uçağa binmeden önce attığı bir ‘’twit’’te; ırkçı bir söylem kullandı.
Uçaktan inene kadar sosyal medyada bu paylaşım o kadar büyük bir yankı oluşturdu ki, çalıştığı şirket kişiyi işten çıkardı. İlgili kişi tüm olayı uçaktan indiğinde öğrenmişti. Sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte ‘’iş arama ve bulma’’ kavramları da yeni bir boyut kazandı. Örneğin iş arayan bir aday, sosyal medyadaki profil ve paylaşımları sayesinde şirketler tarafından fark edilebiliyor. Ancak bunun tersi de mümkün, olumsuz paylaşımlar başvurduğu bir işyerinde kötü izlenim de bırakabiliyor. Veya bazı çalışanlar şirketlerini zor durumda bırakabiliyor. Paylaşımlarınız hayatınızın güvenliğini bile riske atabiliyor. İşte bu yüzden sosyal medyayı hepimiz çok dikkatli ve özenli kullanmalıyız. Örneğin Twitter hesabından firma yöneticisine attığı yaratıcı ‘’twit’’ ile işe girebilenler var. Peki sosyal medyayı nasıl daha etkili kullanabilirsiniz, biz bu konuyu daha çok iş dünyasına yönelik olarak ele alacağız.
Her türlü duygu ve düşüncenizi konun altına yazabilirsiniz. 🙂
Yorum Yap